Türkiye'nin kültürel mirasları, kuşaktan kuşağa aktarılan gelenekler ve el sanatları ile doludur. Ancak, modernleşme ve teknolojinin hayatımıza girmesiyle birçok değerli meslek dalı unutulmaya yüz tutmuştur. İşte bu noktada, 87 yaşındaki mehteran ustası Hacı Musa Çetin, geçmişin izlerini taşırken, aynı zamanda genç nesillere de ilham kaynağı oluyor. Her gün usta bir işçilikle gerçekleştirdiği el emeği, hem kendisi için bir tutku hem de yaşatmaya çalıştığı bir miras haline gelmiş durumda. Bu haberde, Hacı Musa Çetin'in yaşamı, mesleğine olan sevgisi ve geleneksel sanatımızın nasıl ayakta tutulduğunu inceleyeceğiz.
Hacı Musa Çetin, genç yaşlarından itibaren el emeği ve zanaatkarlıkla ilgilenmeye başladı. Mehter takımlarıyla tanışması, onun hayatında yeni bir sayfa açtı. O dönemlerde, mehteran müziği ve onun getirdiği renkli gösteriler, toplumun sosyal yaşamında önemli bir yer tutuyordu. Hacı Musa, bu sanatı icra etmek isteyerek, ustalarının yanına çırak olarak girdi. Zamanla kendini geliştiren Çetin, yıllar içerisinde çok sayıda mehteran takımında görev aldı. Günümüzde artık 87 yaşında olan bu usta, gençlere ilham vermeye ve el emeğini yaşatmaya devam ediyor.
Çetin, bu denli uzun bir süre boyunca mehteran ustalığını icra etmesine rağmen, hayret verici bir şekilde enerjisiyle dikkat çekiyor. “Benim için çalışmak, bir mecburiyet değil, bir heves. Her gün atölyemde geçirdiğim zaman, bana büyük mutluluk veriyor." diyen Hacı Musa, işine olan aşkını kelimelerle dile getiriyor. El emeğiyle yaptığı her eser, onun için bir hikaye ve deneyim taşıyor. Çetin, bu mesleği sadece para kazanmak için değil, aynı zamanda kültürel bir mirası yaşatmak amacıyla yaptığını vurguluyor.
Usta, gençlerin geleneksel sanatlara olan ilgisini artırmak için çeşitli eğitimler ve atölyeler düzenlemekte. Bu atölyelerde, hem mehteran takımı çalmayı hem de zanaatın inceliklerini öğrenmek isteyen gençler, tecrübeli ustalardan ders alarak bu kültürü yaşatmayı öğreniyor. Çetin'in en büyük korkularından biri, bu değerli sanatı yapacak başka ustaların olmaması. Bu yüzden, elinden geldiğince gençleri teşvik edip, onlara rehberlik etmeye çalışıyor. 87 yaşına rağmen, bu geçmişle moderni buluşturma çabasını sürdüren Çetin, yarının "mehteran ustaları"nın yetişmesi için kolları sıvamış durumda.
Sonuç olarak, Hacı Musa Çetin'in hikayesi, yalnızca bir meslek hayatı değil, aynı zamanda bir tutku ve özveri öyküsü. Kendi kendine öğrenmiş olduğu zanaatında, sadece birer parça değil, tarihsel ve kültürel bir temsilci olmayı başarmış bir isim. Herkesin elden geçirdiği bu el emeği, onun gibi ustaların ellerinde hayat bulmakta ve geçmişten geleceğe köprü kurmaktadır. Hacı Musa Çetin’in azmi, sadece bir sanat değil, aynı zamanda toplumsal hafızamızın canlı tutulması adına da en güzel örneklerden biri.