Yemen'in başkenti Sana, 3 Ekim 2023 tarihinde ABD tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarıyla sarsıldı. Saldırının sonuçları oldukça ağır oldu; en az 12 sivil hayatını kaybetti. Bu olay, Yemen'deki insani krizin daha da derinleşmesine ve uluslararası toplumda geniş yankılar uyandırmasına neden oldu. Yemen, uzun yıllardır devam eden iç savaş ve insani yardım eksikliği ile mücadele ediyor. Bu son saldırıysa, bölgedeki gerginliklerin ne denli arttığını bir kez daha gözler önüne serdi.
ABD'nin Sana'ya yönelik düzenlediği hava saldırısının gerekçeleri henüz netlik kazanmadı. ABD hükümeti, saldırının terörle mücadele amacı gütüğünü ve Yemen'de bulunan El Kaide ile etkili olduğu iddia edilen militanları hedef aldığını belirtti. Ancak yerel kaynaklar, saldırının sivil yerleşim yerlerini de etkilediğini ve masum insanların hayatını kaybettiğini ifade ediyor. Yemen'deki savaş ortamında, doğru bilgiye ulaşmak oldukça güç hale geldiği için, olayların arka planında nelerin yattığına dair farklı yorumlar oluşuyor.
Bu korkunç olayın ardından, uluslararası insan hakları örgütleri ve birçok ülke, ABD'nin saldırısını kınadı. Olayın ardından Birleşmiş Milletler, Yemen'deki insani durumu ele almak üzere acil bir toplantı çağrısı yaptı. Saldırıya uğrayan mahallelerde yaşayan halk, adeta bir korku içinde yaşam mücadelesi veriyor. Yemen'deki kaçış yolları kısıtlı olurken, mevcut insani durum, sağlık hizmetleri ve temel yaşam ihtiyaçları açısından daha da kötüleşiyor.
Ayrıca, ABD'nin bu saldırıyla birlikte, Rusya ve İran gibi ülkelerin Yemen'deki çeşitli gruplarla ilişkilerini sorgulamaya başlaması, Ortadoğu'daki güç dengeleri üzerinde de derin etkilere yol açabilir. Uzmanlar, sürdürülen bu güç mücadelesinin Yemen halkının daha da fazla mağdur olmasına neden olduğunu dile getiriyor. Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun da bölgedeki askeri varlığı göz önüne alındığında, Yemen'in geleceği için pek de iç açıcı sinyaller verilmiyor.
AB’nin bu duruma nasıl tepki vereceği ise merak konusu. Irak’ın işgali sonrası yaşananlar, uluslararası toplumun müdahale etme şeklinin farklı olabileceği konusunda endişeleri yeniden gündeme getiriyor. ABD’nin Yemen politikaları ise, zaman zaman eleştirilere maruz kalıyor; bu tür saldırılar, ABD’nin uluslararası alanda imajını olumsuz etkileyebiliyor.
Birçok insan, bu ardından oluşturulacak diplomatik çözüm yollarının ne kadar etkili olacağını sorguluyor. Yemen'deki savaş, geçtiğimiz yıllarda sivil kayıplar, açlık ve hastalıkların artması ile daha da derinleşti. Şimdi ise ABD'nin son saldırısıyla birlikte daha da karmaşık bir hale geldi.
Özetle, Yemen olarak bilinen bu küçük ama stratejik ülke, tarihinde benzeri görülmemiş bir karmaşa ve çatışma dönemi yaşıyor. Yemen halkının yaşayabilmesi ve temel ihtiyaçlarına ulaşabilmesi için acil bir uluslararası müdahale gerektiren bu olay, yeni bir insani kriz kapısını aralayabilir. Dünyanın dört bir yanında insan hakları aktivistleri, bu tür olaylara karşı seslerini yükseltmeye devam ediyor; ancak yapılacak olan, diplomasi yoluyla kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm sağlamak olmalıdır.