Diyarbakır, Türkiye'nin tarih açısından en zengin şehirlerinden biri olarak öne çıkarken, özellikle tarihî yapıları ve kültürel mirası ile dikkat çekiyor. Son olarak, şehrin devasa tarihî yapılarından birisi olan Saint George Kilisesi'nde yapılan kazılarda ortaya çıkan yeni bir kitabe, uzun zamandır tartışma konusu olan bir iddiayı çürüttü. Uzun yıllar boyunca bazı araştırmacılar tarafından Saint George Kilisesi'nin, Roma döneminde bir hamam olarak kullanıldığı yönünde iddialar öne sürülmüştü. Ancak yeni keşfedilen kitabe, bu iddiaların tamamen asılsız olduğunu kanıtlayan bilgiler sunuyor.
Saint George Kilisesi, Diyarbakır'ın en gözde tarihî yapılarından biri olmasının yanı sıra, aynı zamanda Hristiyanlık tarihinin de önemli sembollerinden biridir. M.S. 4. yüzyıla tarihlenen bu kilise, tarih boyunca birkaç kez onarım görmüş ve birçok dinî etkinliğe ev sahipliği yapmıştır. Ancak, son yıllarda bazı tarihçiler ve araştırmacılar, kilisenin aslında bir hamam olarak inşa edildiğini ve daha sonra kiliseye dönüştürüldüğünü öne sürdüler. Bu iddialar, yalnızca arşiv belgelerine değil, aynı zamanda bölgedeki tarihî yapıların benzer şekillerde kullanılmış olabileceğine dair örneklere de dayandırıyordu.
Ancak, yeni ortaya çıkan kitabe bu tartışmalara noktayı koyma vaat ediyor. Kazı çalışmalarının yürütüldüğü alanda, 2023 yılının son çeyreğinde keşfedilen kitabe, Saint George Kilisesi'nin kesinlikle bir ibadet yeri olduğunu kanıtlayan yazıtlar içeriyor. Kitabenin içeriği, kilisenin inşa amacını ve tarihî süreçteki rolünü aydınlatan önemli bilgiler sunarken, ne kadar süreyle ibadet yeri olarak kullanıldığını da belirtiyor.
Bu tarihi keşif, Diyarbakır'daki tarihî yapılar üzerine çalışan arkeologlar, tarihçiler ve yerel halk için büyük bir heyecan kaynağı oldu. Kazı ekibinin lideri Dr. Elif Korkmaz, kitabenin keşfi sonrası yaptığı açıklamada, “Bu kitabe, sadece tarihî bir belge değil, aynı zamanda Diyarbakır’ın kültürel kimliğine dair çok değerli bilgiler sunuyor. Saint George Kilisesi’nin ibadet yeri olarak kullanıldığına dair inancımızı güçlendiren önemli bir buluş oldu,” ifadelerini kullandı. Diyarbakır’ın tarihî mirası hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen herkes için bu keşif büyük bir ilgi uyandırdı.
Ayrıca, yerel halkın da bu buluntuya büyük bir ilgi gösterdiği gözlemlendi. Birçok vatandaş, tarihi ve kültürel miraslarına sahip çıkmak adına kitabenin sergileneceği alanın oluşturulmasını talep etti. Bu durum, bölgenin tarihi yapıları ve sanatı hakkında kamuoyunun daha fazla bilgi sahibi olmasını sağlamak amacıyla duyulan isteğin ne kadar güçlü olduğunu ortaya koydu.
Saint George Kilisesi'nin tam olarak hangi dönemlerde ve hangi şartlar altında inşa edildiği konusunda bilim insanları arasında süren tartışmalar da bu yeni buluntuyla birlikte yeni bir boyut kazandı. İlgili uzmanlar, bu keşiflerin Diyarbakır'ın tarihi ve kültürel mirasının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağını belirtiyor. Kazakhstaniorumların da bu süreçte nasıl etkili olabileceği konusunda daha fazla tartışma yapılacağı öngörülüyor.
Söz konusu kitabenin içeriği ve tarihi bilgilerin bilgilerin yayınlanması, önümüzdeki günlerde yerel ve ulusal basında geniş yankı bulacağı düşünülüyor. Bu durum, aynı zamanda tüm Türkiye'nin tarihî mirasını keşfetme anlamında önemli bir adım olarak da değerlendiriliyor. Tarih bilimine katkı sağlayacak bu tür buluntuların dikkate alınması gerektiği, bölgedeki diğer tarihî yapılar için de benzer araştırmaların yapılması açısından büyük bir fırsat sunuyor.
Sonuç olarak, Diyarbakır'daki Saint George Kilisesi'nin hamam olarak kullanıldığı iddialarını çürüten bu yeni kitabe, bölgenin tarihî kimliğine önemli katkılar sağlarken, aynı zamanda akademik çevrelerde de tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. İlgili tüm araştırmacıların keşif sürecine katılması beklenirken, bu tür buluntuların halkla paylaşılması ve korunması da ayrı bir önem taşıyor. Diyarbakır'ın zengin tarihini daha iyi anlamak adına bu bulguların ışığında daha çok çalışmaya ihtiyaç olduğu ortada.