Son günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyalarındaki afişlerine yönelik alınan yasak kararı, kamuoyunda geniş yankı buldu. İstanbul Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, bu afişlerin belirli gerekçelerle yasaklandığı belirtildi. Peki, bu kararın arkasındaki nedenler neler ve muhalefetin bu durum karşısında ki tepkileri nasıl şekilleniyor? Tüm bu soruların yanıtlarını haberimizin ilerleyen bölümlerinde ayrıntılı şekilde inceleyeceğiz.
İstanbul Başsavcılığı, İmamoğlu’nun afişlerinin bazı mevzuatlara aykırı olduğunu iddia ederek, bu afişlerin kamu alanında yer almasının yasaklandığını duyurdu. Afişler, seçim döneminin başlamasıyla birlikte İstanbul’un dört bir yanına dağılmıştı. Başsavcılık, bu afişlerin kamu düzenini bozabileceği ve asayişi tehdit edebileceği gibi sebeplerle yasaklandığını belirtti. Ayrıca, Yüksek Seçim Kurulu’nun belirlediği seçim takvimi çerçevesinde, belirli kurallara uyulması gerektiğine dikkat çekerek, kampanya döneminin oldukça hassas bir süreç olduğunu vurguladı.
İmamoğlu, Başsavcılık tarafından alınan bu yasak kararına sert bir dille tepki verdi. Şehrin çeşitli noktalarında görülen afişlerin, halkın kendisine olan desteklerini göstermek amacıyla asıldığını ifade eden İmamoğlu, bu kararı 'demokratik işlemlere müdahale' olarak nitelendirdi. İstanbul'un çeşitli ilçelerinde binlerce destekçisinin bulunduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Bütün bu yasaklar, seçim zamanında halkın iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini unutturmamalıdır.” şeklinde konuşarak toplumsal desteği ön plana çıkardı.
İmamoğlu’nun partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de bu yasak kararına tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı, “Bu yaklaşım, demokrasiye ve halkın iradesine yapılan bir saygısızlıktır. Seçim dönemi, halkın sesini duyurması için en önemli zaman dilimidir.” diyerek durumu değerlendirdi. Ayrıca, partililer arasında yapılan değerlendirmelerde, bu kararın, muhalefet partileri üzerindeki baskının bir yansıması olduğu ifade edildi.
Alınan yasak kararı sonrasında, İmamoğlu ve destekçileri, alternatif yöntemlerle halkla iletişim kurma yollarını aramaya başlayacaklarını duyurdular. Sosyal medya kampanyalarının güçlendirilmesi, çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi gibi alternatif stratejiler üzerinde durulacağı bildirildi. Özellikle gençlerin ve sosyal medya kullanıcılarının ne kadar aktif olduğu düşündüğünde, bu tür dijital kampanyaların sürecin önemli bir parçası olabileceği tahmin ediliyor.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun afişlerine yönelik yasak kararının, sadece bir yasaklamadan öte, toplumsal ve siyasi dengeleri etkileyen bir durum olduğu ortaya çıkıyor. Seçim döneminin gerilimi arttıkça, bu tür yasakların ve karşı tepkilerin daha sık gündeme gelmesi muhtemel. Gelişmeler, önümüzdeki günlerde nasıl şekillenecek, bunu birlikte göreceğiz. Toplumun seçime katılımını artıracak olan bu tür engeller, demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi açısından kaygı verici bir durum olarak değerlendirilmeye devam edecektir.