Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin son dönemdeki askeri faaliyetlerine yönelik sert bir tepki gösterdi. Bakanlık, durumu ciddiyetle ele alarak, "Yetki kullanımından asla çekinmeyeceğiz" ifadesini kullandı. Bu açıklama ile Türkiye, Kıbrıs üzerindeki haklarının ve uluslararası hukuka dayanan pozisyonunun altını çizerken, Rum Yönetimi’ne karşı açık bir uyarıda bulunmuş oldu. İki taraf arasında devam eden gerilim, bölgedeki istikrarı da tehdit eden önemli bir konu haline gelmiştir.
Son zamanlarda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, askeri güçlerini artırmak ve bölgedeki etkinliğini artırmak amacıyla çeşitli tatbikatlar ve askeri anlaşmalar gerçekleştirdi. Bu eylemler, Türkiye tarafından provokatif olarak değerlendiriliyor. MSB’ye bağlı yetkililer, bu tür eylemlerin sadece bölgedeki gerginliği artırmakla kalmayıp, uluslararası barış ve güvenliği de tehdit ettiğini vurguladı. Bakanlık, Rum Yönetimi’nin askeri hamlelerine karşı Türkiye’nin her zaman haklarını koruma kararlılığında olduğunu belirtti.
Türkiye, Kıbrıs adasında yaşanan gelişmeleri dikkatle izlemektedir. MSB'nin açıklaması, sadece siyasi bir yanıt değil, aynı zamanda askeri bir duruşun ifadesidir. Türkiye, Kıbrıs’ın kuzeyinde bulunan Türk Cumhuriyeti'nin güvenliğini sağlamak ve adadaki Türk halkının haklarını korumak için kararlı bir şekilde hareket edeceğini belirtmektedir. Daha önce de benzer durumlarda, Türkiye'nin askeri güç kullanma yetkisini kullanmaktan çekinmeyeceği mesajı verilmişti. Uzmanlar, bu tür açıklamaların bölgedeki gerginliği artırabileceği gibi, aynı zamanda uluslararası camiada Türkiye’nin duruşunu da güçlendirdiğine işaret ediyor.
Sonuç olarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin askeri faaliyetleri ve Türkiye’nin buna verdiği yanıt, sadece iki taraf arasındaki ilişkileri değil, Doğu Akdeniz’deki jeopolitik dengeleri de etkileyen bir konu olarak öne çıkıyor. Türkiye, Kıbrıs meselesinde geçmişte olduğu gibi, haklarını asla terketmeyeceğini ve her türlü yetkisini kullanmaktan çekinmeyeceğini açıkça beyan etmektedir. Bu durum, bölgedeki ülkelerin ve uluslararası kuruluşların da dikkatini çekerken, çözüm yollarının ne olacağı sorusu gündemde kalmaya devam ediyor.