Son günlerde Yunanistan ile Türkiye arasındaki gerginlik yeniden alevlendi. Rum basını, Atina'nın deniz altı kaynakları konusundaki çekincelerini sert bir dille eleştirerek, Yunanistan’ın Türkiye’den korktuğunu öne sürdü. Yunanistan’ın, Doğu Akdeniz’deki zengin hidrokarbon rezervlerine dair tutumunun altında yatan kaygılar, bölgedeki jeopolitik dinamiklerin nasıl şekillendiğini de gözler önüne seriyor. Bu haberimizde, Rum medyasında yer alan eleştirilerin arka planı ve Yunanistan'ın deniz altındaki kaynaklarla ilgili stratejik durumu detaylarıyla incelenecektir.
Yunanistan, Doğu Akdeniz’deki zengin enerji kaynaklarının peşinden koşarken, Türkiye'nin bu konudaki tutumu nedeniyle alarm zillerini çalmaya başladı. Rum basınında yayımlanan haberlere göre, Atina'nın deniz altındaki zenginliklere dair kaygıları, Türkiye'nin bölgedeki etkisine duyulan korkunun yansıması. Yunan hükümeti, deniz altı kaynaklarına ulaşma konusunda kararlı bir tavır sergileyememekte; bu da komşu Türkiye'nin daha cesur adımlar atmasına zemin hazırlıyor.
Yunan medyasında yer alan eleştiriler, Atina'nın bu stratejik kaynaklar üzerinde yeterince baskı kurmamasını ve Türkiye’nin askeri gücünden çekinmesini vurguluyor. Özellikle 2021’de başlayan bir enerji arama yarışında, Türkiye’nin sismik araştırmalar yapma konusundaki istekli tutumu, Yunanistan’ın kaybetme korkusunu daha da artırmış durumda. Rum gazeteleri, bu durumu “Yunanistan, Türkiye'nin deniz altı varlıklarına olan hırsı karşısında geri adım atıyor” sözleriyle özetliyor.
Bölgedeki jeopolitik dinamikler, sadece Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerle sınırlı kalmıyor. Enerji arzı ve güvenliği açısından stratejik öneme sahip olan Doğu Akdeniz, çok sayıda ülkenin ilgi odağı haline gelmiş durumda. Yunanistan, Avrupa Birliği’nin enerji politikasında önemli bir rol oynamayı hedeflerken, Türkiye'nin bölgedeki büyüyen etkisi, birçok ülkenin stratejik planlarını yeniden değerlendirmesine neden oluyor.
Rum basını, Atina’nın bu konuyu ayrımcılığa tabi tutmadan ele alması gerektiğini ve Türkiye ile yüzleşme cesareti göstermesinin zamanının geldiğini savunuyor. Özellikle doğalgaz ve petrol gibi değerli kaynakların bulunduğu bölgede, uluslararası hukukun sağladığı haklardan yararlanmanın önemine vurgu yapılıyor. Yunanistan, EU üyeliği aracılığıyla uluslararası destek alarak Türkiye’ye karşı elini güçlendirmek istese de, atması gereken adımların ne denli etkili olacağı belirsizliğini koruyor.
Sonuç olarak, Rum basınındaki eleştiriler Yunanistan’ın deniz altındaki kaynaklar konusunda daha kararlı bir tutum sergilemesi gerektiğine dair mesajlar içeriyor. Özellikle Türkiye’den gelen tehditlere karşı daha güçlü bir yanıt vermenin yollarının arandığı şu günlerde, Atina'nın bu konuda ne tür politikalar geliştireceği merak ediliyor. Yunanistan, yalnızca kendi stratejik çıkarlarını korumakla kalmayacak, aynı zamanda bölgedeki dengeleri de etkileyen bir güç olma arayışını sürdürmek zorunda kalacak.